6 Kasım 2023 Pazartesi

Gazze, Ah Gazze

 

Dün Sreprenitsa, bugün Gazze... Daha önceden başka yerlerde de olmuştu. Yarınlarda İnşallah başkaları olmaz.

Modern (!) batının gözleri önünde vahşet görüntüleri... Hatta modern (!) batının destekleriyle... Hem de Birleşmiş Milletler’in gözetiminde, batılı devletlerin desteği ve koruması altında yapılıyor bu katliam. Kendi vatandaşlarından birine bir şey olduğunda yeri göğü inletenler, ölenler masum Müslümanlar olunca nedense sus pus oluyorlar. İnsan vicdanına sığmayacak, vicdanı olanların vicdanını sızlatacak bu görüntüler maalesef dünyaya naklen izletiliyor televizyonlardan... Ruhsuz, eli kolu bağlı sadece izliyoruz tüm Müslümanlar...

“Kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin. Eğer eliyle düzeltmeye gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin. Eğer diliyle düzeltmeye de gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin ki bu da imanın en düşük derecesidir.” (Müslim, İman, 78) hadis-i şerifi aklımıza geliyor. İsrail tüm dünyanın gözü önünde çok büyük bir kötülük işliyor. Müslümanların yeterli güçleri yok demek ki sadece izliyorlar. Kötülüğü elleriyle düzeltemiyorlar. Peki diller, onlar neden lâl? Hatta Müslüman olduğunu söyleyen bazı vatandaşlarımızın sosyal mecralardan İsrail'e destek açıklamalarını veya İsrail zulmünü mazur gösterebilecek paylaşımlarını dahi görebiliyoruz. Zaten ülkemizdeki İsrailli büyükelçi ve bazı görevliler bu destek için teşekkür mesajı dahi paylaştılar. Dili ile söyleyemeyecekler veya yazamayacakların ya kalpleri? Neymiş efendim, Filistinliler’in dedeleri toprak satmış mı satmamış mı? Velev ki sattı. Rabbimiz demiyor mu Fatır suresinin 18. ayetinde “Hiçbir kimse başkasının günahını yüklenmez” diye? Babaların günahları nedeniyle çocuklar ceza çekmezler inancımızca. Toprak satışı olmuş olsa bile bu, şu anki yapılanları normalleştirir mi?

Diyeceksiniz ki belki “Hamas da sivilleri esir aldı veya uygunsuz bazı görüntüleri yansıdı televizyonlara...”Bir Müslüman’ın savaşta ne yapması, nasıl davranması gerektiği bellidir. Eğer bu görüntüler veya yapılanlar İslam'a aykırıysa tabii ki tasvip edilemez. Fakat İsrail sıradan, bildiğimiz gibi bir ülke de değil. İsrail'de kim asker, kim sivil belli mi? Sivil denilen yerleşimciler, ellerinde uzun namlulu ağır silahlarla Müslüman köylerini basıyorlar şu an. Hem de bazıları belki altmış yaşının da üstünde bu saldırgan siyonist yerleşimcilerin. O nedenle sivil olarak görülen kimseler gerçekte sivil mi bilemiyoruz. Bir de Hamas'ın psikolojisini düşünmek lazım. Yıllardır Gazze'de tecrit edilmiş bir topluluk var. Kilometrekareye en fazla insanın düştüğü bir bölgeden bahsediyoruz ve burası açık hava hapishanesi gibi bir yer. Ve bu tam hapis hayatı, hem karadan hem denizden hem de havadan bir ablukayla yirmi yıla yakın zamandır sürüyor. Hamas savaşçılarının çoğunun yirmili yaşlarda olduğunu düşünürseniz belki hayatında Gazze dışına hiç çıkmamış fakat Gazze dışında da büyük bir dünyanın olduğunu bilen gençler bunlar... Belki de Hamas'ın şu an en büyük silahlı gücü bu gençler. Bu şekilde yetişmiş insanlar ne kadar düzgün bir psikolojiyle hareket edebilirler ki? O da ayrıca düşünülmesi gereken bir hadise...

Ama ne olursa olsun İsrail'in tüm dünyanın gözlerinin içine bakarak yaptığı bu mezalim dünyada tarih boyunca eşine benzerine az rastlanır cinsten. Bugün sitonist Yahudiler Hitler'i dahi geride bırakacak gibiler. Son yapılan saldırıda içinde masum çocukların ve yaralıların bulunduğu hastaneyi bombalayıp yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmaları da Hitler’i geride bırakacak cinsten... Oysa ki en büyük zulmü ve aşağılanmayı Hitler’den gördü Yahudiler...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder