11 Haziran 2023 Pazar

Kur'an'ın İlk Emri Oku Mu?

 Eskiden beri çokça duyduğumuz bir cümle olduğunu düşündüğüm “Kur’an’ın ilk emri oku” ifadesi doğru mudur veya ne kadar doğrudur?

Peygamberimize ilk vahiy Nur Dağı’nda bulunan Hira Mağarası’nda geldi. Kur’an-ı Kerim’de Alak suresinde yer alan bu ayetler surenin ilk beş ayetini oluşturmaktadır. Surenin geri kalan ayetleri ise daha sonradan indirilmiştir. Bu surenin ilk ayeti genelde Türkçe’ye “Yaratan Rabb’inin adıyla oku” şeklinde çevrilmektedir. Ayette geçen “oku” ifadesi çoğu zaman ön plana çıkarılarak “Kur’an’ın ilk emri oku” şeklinde ifade ediliyor. Fakat kanaatimizce burada bir ayrıntı kaçırılmaktadır. Ayetin Türkçe ifadesinin sadece yüklemi “oku”dur. Cümlenin öncesini görmezden gelip sadece yüklemine odaklanmak kanaatimize göre ayete çok dar bir bakışın ürünüdür.

Ayeti başından itibaren tekrar okuduğumuzda ayette verilen “Yaratan Rabb’inin adıyla” vurgusu bu okumanın nasıl olması gerektiği konusunda önemli bir metot ortaya koymaktadır. Ayetin başında ifade edilen “Yaratan Rabb’inin adıyla” ifadesinin ıskalanması manayı çokça daralttığı gibi aynı zamanda bir insana sadece ‘gel’, ‘git’, ‘bak’, ‘yap’ gibi emir kalıplarıyla seslenmek gibidir. Nasıl ki bir insana sadece ‘git’ dediğinizde ‘nereye gideyim’, ‘kiminle gideyim’, ‘nasıl gideyim’ gibi birçok soruya muhatap olursunuz; işte aynı bu şekilde de bir kişiye sadece ‘oku’ dendiğinde ‘ne okuyayım’, ‘neyi okuyayım’, ‘nasıl okuyayım’, ‘niçin okuyayım’ gibi birçok soruya muhatap olmanız kaçınılmazdır.

İnsan tabi ki okumalıdır. Kitapları okumalıdır, tabiatı okumalıdır, insanı okumalıdır, hayatı okumalıdır. Fakat bu okuma ayette vurgulanan şekilde, vurgulanan metotla olmalıdır. Bu okumalar ‘Yaratan Rabb’inin adıyla’ olmalıdır. Onun için olmalıdır, ona dair olmalıdır. Buradan sadece dinî içerikli kitapların okunması gibi bir mana da çıkarılmamalıdır. Zira okunması istenen sadece dinî içerikler değildir. Mülk suresinin 3. ayetinde belirtilen “Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?” hitabı kâinat kitabının da okunması gerekliliğini göstermektedir. Ayrıca Zariyat suresi 47, Rahman suresi 33, Necm suresi 1, İnşikak suresi 19, Enbiya suresi 32, Mülk suresi 16 ve 17, Yasin suresi 38-40 gibi birçok ayet sadece yeryüzünün değil gökyüzünün, uzayın da insanlar tarafından okunması lazım gelen bir kitap olduğunu ortaya koyar.

 “Yaratan Rabb’inin adıyla oku” ayetine muhatap olan insan neyi, niçin okuması gerektiğinin farkında olmalıdır. Bazılarının söylediği ‘oku da neyi, nasıl okursan oku’ gibi bir yaklaşımın bazı olumsuzluklarının da olabileceği unutulmamalıdır. Bedenimizin beslenmesi, güçlenmesi için tükettiğimiz faydalı gıdalar olduğu gibi bedenimize zarar veren hatta zehirleyici ve kesinlikle uzak durulması gereken gıdalar da vardır. Nasıl ki vücuda zararlı hatta vücudu zehirleyici gıdalar varsa okuma noktasında da zararlı hatta zehirleyici okumalar olabilir. “Eğer bilmiyorsanız bir bilene danışın (Nahl suresi, 43)” emr-i ilahîsi uyarınca bu okuma yolculuğu belki de bir bilenin rehberliğinde yapılmalı. Ve beyne zararlı ve hatta zehirleyici olan şeyler belki de hiç okunmamalı veya bazı kişilerce hiç okunmamalı. Peygamberimizin bolca yaptığı dualardan biri olarak rivayet edilen “Faydasız ilimden sana sığınırım (Tirmizi, Daavat, 68)” duası belki de buna işaret etmekte.

Son yıllarda belki de tarihte hiç olmadığı kadar basılı yayın olduğu gibi aynı zamanda internet sayesinde birçok yazılı materyale ulaşmak veya dijital cihazlar yoluyla bunları kaydedip okumak mümkün. Bir bilgisayarın bir kütüphane dolusu kitabı alabildiği bir çağda neyi, nasıl okumanın gerekliliği daha da önemli hale geldi. Bilgiye ulaşmanın hiç olmadığı kadar kolay olduğu çağımızda, insanların algıları kolaylıkla maharetli eller tarafından yönetilebilirken aynı zamanda kafa karışıklığına da yol açabilecek birçok yayın, kolaylıkla ulaşılabilir haldedir. Böyle bir ortamda yapılacak okumaların muhakkak daha da dikkatli olması gereklidir.

 Okumayı beynin gıdası olarak değerlendirirsek eğer; nasıl ki karnımızı doyururken sürekli abur cubur yemek bedene zarar veriyorsa sürekli abur cubur bilgi ve kitap okuma da beyne zarar verebilir. Yemek yemede nasıl ki bir usul varsa okumada da bir usul olmalıdır. Ve yaptığımız okumalar “Yaratan Rabb’inin adıyla oku” emr-i ilahîsine uygun olmalıdır. Ayrıca bu ayetin bir teklif cümlesi değil bir emir cümlesi olduğu da unutulmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder