20 Haziran 2025 Cuma

Cennet Bileti: Anne-Baba Rızası

 

Peygamberimiz bir gün üç kez art arda yazıklar olsun anlamında "Burnu yerde sürtülsün" dedi; bu sözü duyan çevresindeki sahabîlerden biri bu sözü kimin için söylediğini sorduğunda, Peygamber Efendimiz: "Anne-babasından biri veya her ikisi yaşlılıklarında yanında olduğu halde cennete gidemeyen kişi." (Müslim, Birr, 9) şeklinde cevap verdi. 

İslam dini anne-babaya hürmeti ve anne-baba hakkını her zaman öncelemiş bir dindir. Biyolojik anlamda insanın dünyaya gelmesine vesile olan anne-babanın hakkının hiç bir suretle tam anlamıyla ödenemeyeceğini belirten inancımız, anne-babaya saygıyı her zaman gerekli görmüş ve özellikle de anne-babanın enerjilerinin azaldığı ve artık düşkünleştikleri yaşlılık çağlarında onlarla ilgilenilmesini ve isteklerinin yerine getirilmesini zorunlu görmüştür. Anne-babasının kadr-ü kıymetini bilmeyerek cenneti kazanamayan kimse de Peygamberimizce rezil rüsva olmuş biri olarak dillendirilmiştir. "Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.” (İsrâ, 17/23) ilahî uyarısı anne-babaya yaşlılıklarında evlatları tarafından yapılabilecek bütün kötü muameleleri kesin bir dille yasaklamaktadır. Esasında inancımızca insanın, her şeyi yoktan var eden ve yarattıklarının varlığının devamı için gerekli olan her şeyi de yaratan Allah'ı inkarı (küfür) veya O'na ortak koşması (şirk) ne kadar büyük bir nankörlük olarak görülmüşse, insanın dünyaya gelmesine vesile olan anne-babasına karşı olan hürmetsizliği de o derece nankörlük ve vefasızlık olarak görülmüştür.

İnancımız anne-babanın Müslüman olmamaları halinde dahi onlara hürmeti gerekli gören bir dindir. Zira Hz. İbrahim'in müşrik olan babasına Meryem Suresinin 42. ayetinde  (اَبَتِ يَٓا) (Ey babacığım!) şeklinde nazikçe hitabı, Mekke'nin fethi sırasında Hz. Ebu Bekir'in henüz Müslüman olmamış müşrik babası Ebû Kuhâfe'yi Peygamber Efendimizin yanına getirmesini “Yaşlı babanı buraya kadar yormayıp evinde bıraksaydın ya onu biz ziyarete giderdik” şeklinde karşılayan Peygamberimizin hitapları da göstermektedir ki; anne-baba Müslüman olmasalar dahi hürmete layıktırlar. Kur'an-ı Kerim'de Allah'a ve resulüne itaatten sonra itaat edilmesi gereken kişiler olarak zikredilen (Nisa, 36) anne-baba, sadece Lokman Suresi'nin 15. ayetinde "Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme." hitabında belirtilen bir durumla karşılaşılması halinde itaate layık değillerdir. Ayetin devamında yer alan "Fakat dünyada onlarla iyi geçin." şeklindeki uyarıda Müslüman olmasalar dahi anne-babaya iyiliğe devam edilmesi gerekliliği yer almaktadır.  

"Allah'ın rızası anne-babanın rızasında, Allah'ın öfkesi de anne-babanın öfkesindedir." (Tirmizî, Birr, 3) şeklinde buyuran Peygamberimize anne ve baba arasında hürmete daha layık olanın hangisi olduğu sorulduğundaysa, Peygamberimiz soruyu "Annendir" şeklinde cevaplamış ve bu soru defaten sorulduğunda üç kez art arda "Annendir" cevabından sonra dördüncü seferde "Babandır" cevabını vermiştir. (Buhârî, Edeb, 2) Çocuğun anne karnında büyüyüp gelişmesi, anne karnındayken bütün gıdasını annenin vücudundan karşılaması, annenin günden güne büyüyen karnının belli bir süre sonra anneyi daha da zorlar hale gelmesi, doğum sırasında yaşanan sıkıntılar, bebeğin emzirilmesi, çocuğun büyütülmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması sürecinde annenin fedakarlıkları, onu anne-baba arasında yapılacak bir öncelik sıralamasında babanın üç kez önüne geçiriyor görülmektedir. Bu öncelik sıralamasında öne konulan annenin, ayaklarının altında cennetin olduğu nitelemesi de (Nesai, Cihad, 6) anne hakkının daha ön planda olduğunu vurgulamaktadır. Fakat babanın belki de çocuğun yetişmesi, iaşe temini ve geçimi için sarf etmiş olduğu çaba ve fedakarlıklar sebebiyle evladı tarafından hoş tutulması sonrası edeceği duanın, Peygamberimizce makbul dualar arasında zikredilmesi (Ebû Dâvûd, Vitr 29) de hem annenin hem de babanın dinimizce her zaman hürmete layık bireyler olduklarını göstermektedir.

Rabbim, bizleri anne-babasına hürmet ederek onların duasını alabilen, yaşlılık çağlarında da evlatları tarafından hürmet görenlerden eylesin. (Amin) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder