İçerisinde bulunduğum veya bizzat uygulayıcısı olduğum proje ve etkinlikleri paylaştığım blog sayfamı ziyaret edebilirsiniz.
Geçtiğimiz ekim ayında da İstanbul surlarında on dokuz yaşında bir genç yaşıtı iki genç kızı başını keserek öldürdükten sonra surlara kendini asmıştı. Hatta öldürdüğü kızlardan birinin başını gövdesinden tamamen ayırıp sokağa fırlatmıştı. Katilin bilgisayarında ve evinde yapılan incelemelerde parçalanmış insan vücudu resimlerinin olduğu daha önceden çektiği bir videoda öldürmek isteğinden bahsettiği görülüyordu. Daha sonrasında katilin "Incel" diye kısa şekilde tabir olunan, ingilizcesi "involuntary celibate" olan ve Türkçe'ye "İstemsiz Bekar" olarak çevrilen bir saplantı içerisinde olduğu ve bu kişinin kadın düşmanlığından bahsedildi. İnternet ortamında bu sapkın anlayışta olanların haberleştikleri mecraların olduğu online tarikat gibi bir görünümde oldukları yazıldı. Daha önceki yıllarda yaşanan ve Satanist veya daha farklı inanç veya ideolojilerin ayin veya ritüellerinde kurban edildiği söylenen bazı kişilerin olduğu iddiaları da basında yer almıştı.
Vahşete veya cinayete varan vakaları gerçekleştirecek bireyler üretebilen sapkın yapılar işin bir yönü olduğu gibi aynı zamanda insana mutluluk vaat eden ve bu şekilde insanları sömüren farklı bir istismar yolu da var. "Ruhsal Arınma", "Ruhsal Temizlik", "Ruhsal Terapi" gibi isimlerle kendilerini pazarlayan bu oluşumlar çok yüksek miktarlarda aldıkları seans ücretleriyle insanlara mutluluk vaat ediyorlar. Bazıları tasavvuf ve bazı dinî kavramları, özellikle Mevlana, Yunus Emre, İbn Arabi gibi bazı isimleri de kullanarak dinî hassasiyeti olan kesimi de bir şekliyle istismar etmekte. Bu seanslarda yapılan bazı uygulamaların farklı dinlerin ibadet ve ayinlerine benzediğini veya aynısı olduğunu görmek de mümkün. Hatta bazı uygulamalarda büyü öğretilmesi, astroloji ile gelecekten haber verme, tarot gibi kartlarla falcılık veya kara büyü vb. şeylerin insanlara öğretildiği iddiası da var.
Peki, insanlara mutlu olacaklarını, rahatlayacaklarını veya ruhsal olarak temizleneceklerini vaat eden bu uygulamalar nelerdir? Bunlara astral seyahat eğitimi, yoga, meditasyon, reiki, telepati, arınma ayini, doğayla bağlantı kurma eğitimi, nefes eğitimleri, farklı beslenme usulleri, diyet veya perhizleri, inziva eğitimleri, zihinsel veya duygusal gevşeme terapisi, enerji aktarımı, evrene mesaj gönderme, şifa eğitimi, temizleme kristalleri, spritüel banyolar, nur terapisi, bilinçaltı temizleme, trans terapisi örnek verilebilir. Bu faaliyetlerin bazısı bireysel yapılabildiği gibi bazısı ise gruplar halinde yapılmakta. Ve her biri için de belki onlarca saat süren eğitimler ve harcanan yüksek miktarda ücretler... Peki, bu eğitimleri kimler tarafından verilmekte? Bazen psikolog veya psikiyatrist gibi kişiler tarafından bu seanslar uygulanmakla beraber bazen de kendine koç, yaşam koçu, uzman, terapist, danışman, eğitmen, yogi vb. isimler veren kişiler tarafından bu eğitimler verilmekte. Hatta bazı kuruluşlar bu eğitimler sonunda insanlara sertifika dağıtmakta ve belli sertifika programlarını tamamladıklarında artık onların da bu eğitimleri başkalarına yaparak sertifika düzenleyebileceklerini söylemektedirler. Bu kişi veya müesseselerin çalışma izinleri resmî kurumlarca nasıl verilmektedir, resmiyette ne işle iştigal ettiklerini beyan ediyorlar bilemiyorum ama bu sahada sanki denetimsizlik hakim gibi bir hava sezilmekte.
Peki, neden insanlar bu tarz işlere meylediyor? İnsan hem maddî yönü hem de manevî yönü olan bir varlık. İnsanın nasıl ki karnı acıkıyor, su ihtiyacı, tuvalet ihtiyacı geliyor ve maddî yönünü tatmin veya gereksinimlerini karşılaması gerekiyorsa, manevi yönünü de beslemek ve tatmin etmek durumunda. Peygamber Efendimiz'in “Her doğan fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.” (Buhâri, Cenâiz, 92) hadis-i şerifi insanın doğuştan gelen inanma ihtiyacından ve manevî yönünden bahsetmektedir. Eğer insan içerisindeki bu manevî boşluğu doğru yoldan dolduramıyor veya doldurmuyorsa o boşluk bir şekilde dolmaktadır. Bu manevî boşluk bazen sapkın bir ideolojiye adanma bazen saplantılı bir aşk bazen ise sapkın bir inanç olarak kendini gösterebiliyor. İşte bu spritüel akımlar da esasında insanın içerisindeki bu manevî boşluğu doldurmayı vaat ediyor. Veya insanlar spritüel ayin veya ritüellerle ibadet neşvesi içerisinde manen tatmin olacaklarını zannetmekte veya kendilerini tatmin etmekteler. Bu yönüyle spritüel bu akımlar 1980'lerde Amerika'da çıkan ve "New Age" diye tanımlanan tarikat veya akımlar gibi değerlendirilebilir. Bu türden spritüel uygulamaların daha çok metropol denebilecek büyük şehirlerde özellikle de İstanbul, İzmir, Ankara vb. şehirlerde fazlaca olması da dikkat çekicidir. Nüfus yoğunluğu az olan herkesin birbirini öyle veya böyle tanıdığı küçük ölçekli şehirlerde neredeyse bu tür eğitim veren yerlerin hiç olmaması da dikkat çekicidir. Tabi ki internet üzerinden her yerdeki insanların bu tür işlerden haberdar olmaması mümkün değildir. Lakin kitlesel anlamda grupların oluşumu için büyük şehirler bu türden faaliyetler için daha uygun görünmektedir. Tabi ki, büyük şehirlerin keşmekeşi, karmaşası, insanların ağır çalışma şartları, trafik, kalabalık gibi stres unsurları metropollerde insanları bunaltmaktadır. Ve belki de insanlar bu yöntemlerle kendileri rahatlatabileceğini düşünmekteler. Ve birileri de insanların bu hallerini istismar ederek onları mutluluk vaadiyle bir manada kandırmaktadır.
Peki, insan gerçek mutluluğa nasıl ulaşabilir? İslam, insanlara her iki alemde de mutlu olacaklarını vaat eden bir dindir. Ahiret hayatındaki mutluluk bellidir, cennet... Peki, ya dünyada nasıl mutluluk vaat eder İslam insanlara? İnsanı yaratan Allah insanın nasıl mutlu olabileceğini de muhakkak en iyi bilendir. Fıtrat dediğimiz kavram, esasında insanın bir manada yaratılış kodlarıdır. İnsanı yaratan Allah, insanı iyiye, güzele meyyal ve kendine inanmaya meyilli olarak yaratmıştır. Ve Allah, iyinin, güzelin ve doğrunun neler olduğunu yanlışın, kötünün, çirkinin neler olduğunu da vahiy yoluyla peygamberleri vasıtasıyla insanlara ulaştırmıştır. Son ve ekmel din olan İslam, hakikî manada insanlara mutluluk reçetesi sunabilecek yegane yapıdır. O nedenle modernitenin dişlileri arasında sıkışan, çırpınan, ruhu can çekişen insanın mutluluğu ne farklı spritüel yaklaşımlarda, ne de beşeri bazı ideoloji veya felsefî akımlardadır. İnsanı mutlu edebilecek yegane reçete insanı var eden, Var Edici'nin insanlara gösterdiği yoldadır. O nedenle Allah'ın ipine sımsıkı sarılan insan (Âl-i İmran, 103), gerçek mutluluğu ve huzuru da sadece Allah'a kul olmakta bulabilecektir.