3 Eylül 2015 Perşembe

Can Çekişen Bir Müessese: Hafızlık


Hafızlık zor ve meşakkatli bir çalışmanın kutlu meyvesi. Yıllar süren bir emek sonucunda ulaşılabiliyor ancak hafızlığa. Hafızlar için ‘Ayaklı Kur’an’ tabiri dahi kullanılıyor.

Hz. Peygamber (sav) döneminden bu güne var olan hafızlık müessesesi ülkemizde maalesef 28 Şubat post modern darbesiyle ağır bir yara aldı. Günümüzde yeni yetişen hafız maalesef çok az. 28 Şubat süreciyle beraber gelen sekiz yıllık kesintisiz eğitim sistemiyle hafızlık müessesesine de büyük bir darbe vurulmuş oldu. Daha öncelerde ilkokulu bitiren öğrenci iki veya üç yıl hafızlık eğitiminden sonra imam – hatiplere kaydolabiliyordu. 28 Şubat öncesi imam – hatip liselerinde her sınıfta erkekli kızlı dörder beşer hafız olurken, maalesef şimdilerde 1698 mevcudu bulunan Çarşamba Anadolu İmam – Hatip Lisesi’ndeki hafız sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Ve bunların hepsi de erkek. Maalesef hiç bayan hafız da yok okulda.

Hafızlık müessesesinin yaşatılması için çeşitli yollar arandı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimi bitiren öğrenciler meslekî açık öğretim liselerine kaydettirilip bir taraftan imam – hatip diploması almasına diğer yandan da hafızlık icazetini almasına gayret edildi. Maalesef imam – hatip diploması alan bu öğrenciler meslek derslerinin bir kısmını hocalardan yüz yüze alırken meslek derslerinin bazılarını ve sosyal, matematik ve fen derslerinin tamamını kendi çalışma ve gayretleriyle başarmaya çalıştılar. Fakat öğrenci için daha da zor ve meşakkatli olan bu süreç de hafızların sayısının azalmasına ve kalitelerinin de düşmesine neden oldu. İlkokulu bitirdikten sonra daha kuvvetli olan ve değişik dünyalıklarla kirlenmemiş taze dimağlara yaptırılan hafızlıklar gibi olmadı, sekiz yıllık kesintisiz eğitim mezunu olanlara yaptırılan hafızlıklar.

Günümüzde 4+4+4 eğitim sisteminin gelmesiyle beraber az bir nefes alma ortamı oluşturulmaya çalışıldı hafızlık sistemine. Ama bu uygulamanın da yetersiz olduğu kanaatindeyiz. İlkokulu bitirdikten sonra hafızlık için öğrenciye bir yıl müddet veriyor ilgili yönetmelik. Fakat herkes bilir ki; hafızlık eğitiminin bir yılda verilmesi neredeyse imkânsızdır. Bir öğrencinin bir yılda hafız olabilmesi için çok istekli olması ve muhteşem bir zekâya sahip olması gerekir. Hafızlıkla alakalı olan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 31. maddesi şöyle:

‘Sağlık durumu nedeniyle okula devam etmesinin uygun olmadığına ilişkin sağlık kurulu raporu alanlar ile imam-hatip ortaokuluna kayıt yaptıran veya devam eden ve hafızlık eğitimine başladığını belgelendirenlerden o eğitim ve öğretim yılı için devam zorunluluğu aranmaz. Sağlık raporu alanlar raporları süresince, hafızlık eğitimi alanlar bu eğitimleri süresince eğitim ve öğretim yılı başından itibaren en fazla bir eğitim ve öğretim yılı okula devam etmeyebilirler. Bu sürenin bitiminde okula devamları sağlanır. Bu öğrenciler okula döndüklerinde devam edemedikleri eğitim ve öğretim yılına ait derslerden okul müdürünün sorumluluğu ve koordinesinde alan öğretmenlerinden oluşturulacak komisyonca sınava alınırlar. Başarılı olanlar bir üst sınıfa devam ettirilirler.’

İlgili yönetmeliğin maddesinden de anlaşıldığı üzere hafızlığa bir yıl süre veriliyor ve daha sonra öğrenciye kaybı olan bir yılında telafi edebilecek bir sistem oluşturulmaya çalışılıyor. Bu madde yayınlandığından biri bu maddeden istifade ederek kaç kişi hafız olmuştur bilemiyorum ama uygulanabilirliği pek bulunmayan bir madde kanaatimizce. Tekraren söylüyorum, bir öğrencinin bir yılda hafız olması neredeyse imkânsız.

Peki, ne yapılabilir? Bu konunun bakanlık tarafından üzerinde dikkatle çalışılması gerekiyor. Ama âcizane teklifimiz, hafızlık eğitimi ve imam – hatip eğitimini beraber veren ve yatılı olan imam – hatip ortaokulları veya liselerinin açılmasıdır.
Vesselam….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder