Hicrî
takvimin ilk ayı olan Muharrem ayı içerisindeyiz. Bu ay
tarihte yaşanmış birçok önemli olayı içinde barındıran bir ay. Peygamber
efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti,Kerbela’da Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt
efradının şehadeti bir çırpıda aklımıza gelenler…
Kerbela, insanlık tarihinin en büyük vahşet örneklerinden
birinin gerçekleştiği bir yer. Peygamber torunlarına yapılan eziyet ve kötü
muameleler, şiîsi, sünnîsiyle tüm İslam âleminin ortak acısı olmuş. Şiîler bu
acıyı biraz daha abartıp,Kerbela hadisesinin vuku bulduğu günlerde kendilerine
eziyete varan davranışlar dahi sergilemişler. Hz. Hüseyin’in acısına ortak
olmak gibi bir düşünce üzerine oturan bu eylemler, İslam’ın insanın kendine
zarar vermemesi gerektiği ilkesinin de sınırlarını zorlayan ihlaller taşır
aslında. Yıllardır gelenekleşmiş bu eylemlerde insanlar metalden yapılmış ve
zincir gibi yapılarla sırtlarını dövmekte ve hatta bu davranışlarını, sırtları
kan revan içerisinde kalıncaya kadar devam ettirirler.Geçtiğimiz günlerde de
Kerbela törenlerinden buna benzer manzaralar televizyonlara yansıdı. Bu
görüntüler asla İslam’ı temsil etmiyor ama bu insanların da Müslüman oldukları
bir realite.
Bilindiği gibi İslam dünyası, maalesef İslam kelimesinin
manasında taşıdığı huzur ve esenlik ortamından çok uzak bir noktada. Hemen yanı
başımızda, Suriye’de sürmekte olan bir iç savaş var. Suriye’de insanlar ölmeye
devam ediyor, kardeş kardeşi vurmaya devam ediyor. Bundan ondört asır evvel
şehit olmuş Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt için gözyaşı dökmekle kalmayıp,
kendilerine eziyete varan bazı davranışlarla acı paylaştıklarını söyleyenler,
maalesef o dakikalarda belki de Suriye’de son nefesini vermekte olan bir masumu
görmezden gelebiliyorlar. Hatta o masumun ölümüne sebep olan zalimleri desteklemekle
kalmayıp, onların bu zulümlerine ortak bile olabiliyorlar. Esas hazin tablo bu
belki de… İslam toplumunun içinde bulunduğu bu durum… Ümmetin düştüğü bu durum…
Ölen o masunların günahı ne peki? Yoksa mezhepsel
tercihleri mi? Mesela o ölenler şiî olmuş olsaydı, Türkiye’deki Caferiler, İran
veya dünyanın değişik yerlerinde yaşayan ve Suriye’deki zalimlere destek veren
şiiler bu desteklerini devam ettirecekler miydi?
Masum bir cana kıymayı tüm insanlığı öldürmeye bedel
gören İslam, acaba ölen masumları öldüren ellerin ardındaki gerçek failler için
nasıl bir hüküm verir? O azmettiricilerin vebali de var o gözyaşlarında. Ve
Allah her şeyi görüyor, her şeyi biliyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder