Dünya kurulduğundan beri dünyada farklı farklı
medeniyetler yaşamış. Kimi kısa süreli, kimi de uzun süreli olmuş bu
medeniyetlerin. Kimilerini şu an anan yok, kimileri ise
hiç hatırlanmıyor bile… Bu medeniyetlerden günümüzde varlığını sürdürenleri
İslam Medeniyeti, Batı Medeniyeti, Çin Medeniyeti, Hint Medeniyeti, Japon
Medeniyeti diye isimlendirebiliriz. Bu medeniyetler içerisinde en son teşekkül
etmiş olan olarak Batı Medeniyeti düşünülebilir fakat en son teşekkül etmiş
olmasına rağmen Batı Medeniyeti diğer tüm medeniyetleri etkilemiş ve hatta
bazılarını neredeyse hegemonyası altına almıştır. Günümüzde Batı Medeniyetine
ait birçok kültür öğesini diğer medeniyetlerin içerisinde görmek mümkündür.
Medeniyetler Çatşması
Bundan yirmi yıl kadar önce Huntington adlı bir
araştırmacı ‘Medeniyetler Çatışması’ diye bir tez atmıştı ortaya. O zamanlar
birden fazla milletin bir arada yaşadığı ve genelde ideoloji birlikteliklerinin
ayakta tuttuğu devletlerin yıkılacaklarını iddia etmişti. Yugoslavya,
Çekoslavakya, SSCB gibi bazı ülkelerin bölünme ve dağılmalarını da bu tezin
gerçekleşmiş hali olduğunu savunanlar oldu. Ama onun öngördüğü esas büyük
çatışma İslam Medeniyeti ve Batı Medeniyeti arasında olacak, İslam Medeniyetini
ve İslam’ı bitirecek büyük çatışmaydı. Bu çatışma henüz olmadı mı yoksa halen
devam mı etmekte karar verebilmiş değilim.
Medeniyetler İttifakı
Bir de yakın zamanlarda Türkiye ve İspanya’nın
öncülüğünde kurulan ‘Medeniyetler İttifakı’ adlı bir proje vardı. Ülkeler,
milletler, medeniyetler ve kültürler arasında barış ve birlikteliği esas gören
bu ittifakın günümüzde dünyaya baktığımızda maalesef pek de başarılı
olabildiğini söyleyemeyiz.
Ve günümüzdeki son taktik: Medeniyetler İçi Çatışma
Şu an bu taktiğin uygulandığı ilk medeniyet de maalesef
İslam Medeniyeti. Eskiden beri Batı Medeniyetinin İslam Medeniyetinden olan
rahatsızlığını bilmeyen yok. Bir şekilde İslam Medeniyetini ve İslam’ı ortadan
kaldırmak için çok değişik metotlar denendiği bilinmekte ki; belki de haçlı
seferleri bu metotların bilinen ilk örneklerinden… Ta, yüzyıllar evvelinden
İslam topraklarının inanç coğrafyasını çıkaran batılılar nerede hangi mezhebin
veya dinî grubun mensuplarının sayısının ne kadar olduğunu tespit ettiler.
Müsteşrikler eliyle bilimsel çalışma kisvesi altında yapılan bu çalışmalar,
İslam Medeniyetinin yumuşak karınlarını bulma arayışlarıydı. Şiî ve Sünnî dünya
arasındaki sürtüşmeyi tabir yerindeyse sağır sultan biliyor. Günümüzde Batı
yeniden bu yarayı kaşıyor. Suriye’de, Irak’ta Şiî ve Sünnî gruplar arasında
çatışma çıkması için elinden geleni yapıyor. Mısır’da seçilmiş iktidar bir
darbeyle alaşağı edildi. Ve hala karmaşa bitmiş değil. Maalesef bazı Müslüman
devletler hala batının gönüllü uşaklığını yapmaya devam ediyor. Orta Asya Türk
İslam Devletleriyse Rusya’nın güdümünden hala tam anlamıyla çıkabilmiş
değiller. Ve son kale Türkiye… Hilafet nedeniyle yüzyıllarca İslam ümmetine
önderlik etmiş, günümüzde hala İslam coğrafyasında abilik rolü olan Türkiye… Daha
önceden Türkiye üzerine de birçok oyun oynandı aslında. Zıtlar seçilip
birbirine hasım ilan edilmeye çalışıldı. Alevi-Sünnî, Türk-Kürt, Laik-Anti
laik… Ve şimdi çok daha farklı bir şey deneniyor. Aynı inançtaki ve
kültürdekiler bir şekilde birbirine düşürülüyor. Ellerini ovuşturup,
viskilerini yudumlayarak Türkiye’yi izleyenler bu durumdan çok memnunlar.
Bizler ne haldeyiz peki? Birbirimizi yesek doyamaz haldeyiz. Herhalde bu
durumda ‘Suçlu Kim?’ diye sormak yerine, ‘Hangisi Suçlu Değil?’ diye sormak
daha mantıklı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder