2 Eylül 2015 Çarşamba

Dindar, Kindar Olur Mu? veya “Charli Hebdo”dan Kârlı Çıkanlar


Necip Fazıl Kısakürek, meşhur “Gençliğe Hitabesi”nde idealize ettiği gençliği anlatırken: “dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik…” diyordu.
Müslüman, zulmetmemeli, başkalarına kötülük yapmamalı ama aynı zamanda zulme de uğramamalı, zulme rıza da göstermemeli. Gerektiğinde nasıl ki ırzını, namusunu korumak için çabalıyorsa; gerektiğinde inancının ırzını da namusunu da korumasını bilmeli. Eğer ki mukaddesatına dair söz söyleniyorsa bunun hesabını da sorabilmeli, bu davanın öcünü almasını da bilebilmeli, kinini de tutmayı bilebilmeli. “Müslüman genç nasıl kindar olabilir ki?” diye düşünebiliriz. Ama Allah eğer içimize “kin” diye bir duygu vermişse, demek ki bu duygunun kullanılması gereken yerler de var.

Günümüzde İslam dünyasına karşı bariz saldırılar var. Avrupa’da ırkçı söylem belki de son yıllarda hiç olmadığı kadar revaçta. Müslümanlara karşı öfke artmış ve İslam ve Müslüman aleyhtarlığı zirve yapmış halde. Aynı zamanda bütün dinlere karşı savaş açmış bir güruhta var modern dünyada. İşte Fransa’da yaşanan “Charli Hebdo Saldırısı…” Şüphelerle dolu bir saldırı… Ve peygamberimizin öcünü aldıklarını söyleyen saldırganlar. Yine İslam ve terörizm söylemi ve zihinlerde oturtulmak istenen “İslam işte böyle bir dindir.” imajı.
Esasında dindar olan kişinin kindar olmaması gerekir. Ama Kur’an-ı Kerim’de, Allah için mukaddesat için gerektiğinde savaş dahi caiz görülmüştür ki; gerektiğinde Peygamber Efendimizin de savaşmış olduğu hepimizce malumdur. Bırakın dine karşı muarız saldırılarda bulunanlara öfkelenmeyi, kin beslemeyi onlarla savaşmayı dahi dinimiz serbest kılmış ve bu savaşın neticesinde ölmüş olan mü’min için ise şehadet ve cennet vaat etmiştir. “Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın. Çünkü Allah haksız saldırıda bulunanları sevmez.” (Bakara Suresi, 190) “(Ey Muhammed) Allah yolunda savaş. Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Mü’minleri de savaşa teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah, kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü ve cezası daha çetindir.” (Nisa Suresi, 84) “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin, zira onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz” (Bakara Suresi, 154)
Müslümanlar için Allah cihadı farz kılmıştır ki; Kur’an-ı Kerim’de cihad üzerine onlarca ayet bulmak mümkündür. (Cihadla ilgili ayetlerden bazıları için bkz. Bakara Suresi 216, 218, 244; Tevbe Suresi 41; Saff Suresi 11) Cihad sadece kılıçla yapılan bir fiiliyat değildir. Cihad, mücadeledir. İslam adına verilen her türlü mücadelenin adıdır cihad. Bu bazen olur kılıçla yapılır; bazen olur parayla yapılır; bazen olur kalemle yapılır. Kılıçla yapılacak cihadı da bireysel olarak ortaya çıkan birilerinin yapabilmesi söz konusu değildir. Bu şekilde cihad devlet eliyle yapılabilir. Yoksa bireysel olarak yapılacak her türlü eylem terörize edilmeye müsaittir.
Dönelim tekrar “Charli Hebdo” meselesine. Bu karikatür dergisi sadece İslam’ın değil diğer bazı dinlerin de kutsallarına saldıran bir dergi. Müslümanları yeren, Hz. Peygamberi çok kötü şekilde resmeden bazı karikatürler maalesef ki bu dergide yayınlanmıştır. Ama şunu gözden kaçırmamak lazım. Bu dergi sadece İslam aleyhtarı yayınlar yapmıyor; Hıristiyan bir ülkede yayınlanmasına rağmen Hristiyanların kutsallarına saldıran karikatürler de yayınlıyor. Yani genel izlenim, sadece İslam aleyhtarlığı değil genel olarak din aleyhtarlığı denebilir. Yani ateist bir söyleme sahip denebilir. Saldırılar sonrasında Katolik dünyasının lideri Papa I. Francincus “Eğer arkadaşım Dr. Gasparri anneme küfrederse bir yumruk yemeyi bekleyebilir. Bu çok normaldir. Kimseyi provoke edemezsiniz. Kimsenin inançlarına hakaret edemezsiniz. Kimsenin inançlarını dalga konusu yapamazsınız.” şeklinde bir beyanatta bulundu. Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere Papa dahi bu dergide yapılan karikatürlerin “özgürlük” değil “hakaret” olduğuna inanıyor. Çünkü aynı dergi Müslümanların yanı sıra Hristiyanlara da saldırıyor. Hristiyanlıkla alay eden ne karikatürlerin yayınlandığını internette küçük bir arama yapan herkes bulabilir ve görebilir. Bu saldırılar sonrası Papa’nın bu beyanatı beni kuşkulandırmadı değil. Ama şöyle düşünmek de mümkün. Hem Hristiyanlık aleyhtarı yayınlar yapan dergiye bir ders (!) verilmiş oldu hem de Hristiyanların eskiden beri karşılarında en büyük güç olarak gördükleri İslam, yine terörizmle beraber anılarak imaj zedelenmesine uğradı. Herhalde bu işten en karlı çıkan yine Hristiyanlar oldu. Kanaatim dünyada son elli yılda olup bitenleri II. Vatikan Konsili’nin karar metninde yer alan diyalog ve misyonerlik başlıkları çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi gerektiği.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder