2 Eylül 2015 Çarşamba

Şimdi Rabbe Yaklaşma Zamanı


            Önümüzdeki pazar günü Kurban Bayramı’nın ilk günü. “Yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey” gibi anlamlar ihtiva eden kurban, insanlık tarihiyle yaşıttır ve Allah’ın izniyle bu ibadet kıyamete kadar da devam edecektir. Kurban ibadeti Kur’an-ı Kerim’de adı anılan ve Peygamber Efendimizin hayatında uygulama ve eylemleriyle bizzat gerçekleştirdiği ve gerçekleştirme gerekliliğini ilan ettiği bir ibadettir. Kurban ibadeti hem ferdi hem de toplumsal planda insanları eğitici birçok yönü olan bir ibadet aynı zamanda. Bu yazımızda Kurban Bayramına yaklaştığımız şu günlerde kurbanın fıkhî yönünden bahsedeceğiz.
            Kurban denince aklımıza hemen Kurban Bayramında kesilen kurban geliyor ama Hanefîlerce vacip kabul edilen bu kurbanın yanında; adak kurbanı, nafile kurban, kefaret kurbanı, akika kurbanı adlarında da kurban çeşitleri bulunmaktadır. Bizim yazımızda bahsedeceğimiz açıklamaların bir kısmı bütün kurban çeşitlerini kapsadığı halde yazımız genel itibarla vacip olan ve Kurban Bayramında kesilen kurbanla ilgili olacaktır.
            Bir kişinin kurban kesme yükümlülüğüyle sorumlu tutulması için o kişinin şu şartları taşıması gerekir.
1.    Müslüman olmak
2.    Akıllı ve büluğa ermiş olmak
3.    Mûkim olmak yani yolcu olmamak
4.    Belirli bir mali güce sahip olmak
Sıraladığımız şartları kısaca açıklayacak olursak; bütün ibadetlerin ana şartı şüphesiz ki Müslüman olmak ve akıllı olmaktır. Hanefî mezhebinde kurbanla ilgili genel kabul buluğa ermenin de şart olduğu yönündedir. Yolcu olan kişinin kurban kesmek üzerine vacip değildir fakat yolcu olan kimsenin tek başına veya mûkimlerle beraber kurban kesmesinde bir sakınca yoktur. Hatta günümüzdeki fıkhî yorumlamalarda seyahat şartları ve imkânlar göz önünde bulundurulunca yolcu olan kişilerin de kurban kesmelerinin daha yerinde olacağı kanaati de vardır. Son şart olan belirli bir mala sahip olmadaki nisap miktarı 85 gr. altın veya karşılığı paraya sahip olmaktır. Zekâttan farklı olarak bu malın üzerinden bir yıl geçme şartı olmayıp sadece nisap miktarı mala sahip olmak, kurban kesmeyi kişi üzerine vacip kılar.
Hangi hayvanlardan kurban kesileceğine gelince; bu hayvanlar koyun, keçi cinsi küçükbaş hayvanlar; sığır, manda cinsi büyükbaş hayvanlar ve develerdir. İsmi anılan hayvanlar haricinde tavuk, horoz, kaz, ördek, devekuşu vb. hayvanlar kurban olarak kesilemezler. Bu hayvanlardan birkaç tane kesilse dahi kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Koyun ve keçi cinsi hayvanlar bir kişi tarafından; sığır, manda, deve gibi hayvanlar ise yedi kişiye kadar hisselendirilerek kurban edilirler. Koyun, keçi gibi küçükbaş hayvanların bir yaşını, sığır, manda cinsi hayvanların iki, develerin ise beş yaşını doldurmaları kurban ibadeti için bir gerekliliktir. Ancak koyun, keçi cinsi küçükbaş hayvanlardan bir yaşında olmadığı halde bir yaşında gibi gösteren gelişmiş hayvanlardan da kurban edilebilir.
Kurban ibadetinin sahih olabilmesi için kurbanın bayramın ilk günü bayram namazından, üçüncü günün akşamına kadar kesilmesi gerekmektedir.
Kurban etinin tamamının kesilen kişi tarafından tüketilmesi pek hoş karşılanmamaktadır. Birilerinin Ramazan Bayramına verdikleri “Şeker Bayramı” ismi ne kadar yanlışsa bu bayrama da “Et Bayramı” demek ve sanki “Et Bayramı”ymış gibi dayranmak da o derece yanlıştır. Etin hepsini kişi kendisi tüketse kurban vücubiyeti üzerinden düşer fakat bu uygulama hem sünnete, hem de izana aykırıdır. Peygamberimizin kurban etinin taksimindeki sünneti şudur. Et üçe ayrılmalı; üçte biri kesemeyen fakirlere dağıtılmalı, üçte biri kurban kesseler bile hısım, akraba veya komşulara dağıtılmalı veya gelen misafirlerle beraber tüketilmeli ve son kalan üçte biri de eve ayrılmalıdır. Sünnet olan ve en güzel taksimat bu şekildedir.
Kurban bayramlarında sıkça sorulan sorulardan biri de kurban kesilmeyip de kurban olarak kesilecek olan hayvana verilecek olan paranın hayır için kullanılıp kullanılamayacağıdır. Kurban parasının bir hayır kurumuna veya muhtaca verilmesi veya onunla o kişinin doyurulması veya o parayla et alınıp muhtaçlara dağıtılması kurban ibadetinin yerine kesinlikle konulamaz. Kurban ibadetinin gerçekleştirilebilmesi için mutlaka hayvan boğazlanmalı ve kanı akıtılmalıdır.

NOT: Arefe günü sabah namazından başlayarak kurban bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar (ikindi namazı da dâhil) "Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi'l-hamd" şeklinde 23 vakit namazın farzı kılındıktan hemen sonra teşrik tekbirlerinin getirilmesi vaciptir. Unutulması veya terk edilmesi halinde kazasının yapılması gereklidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder