2 Eylül 2015 Çarşamba

Kadri Bilinmesi Gereken Bir Gece


Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?  Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.  O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.  O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar. (Kadir Suresi, 1-5. Ayet)
Ramazan ayının son on gününün tek günlerinde aranması gerektiği peygamberimizce rivayet edilmiş olsa da genel olarak Ramazan ayının yirmi yedinci gecesinin Kadir Gecesi olduğu fikri İslam toplumunda rağbet görmüştür ve yüzyıllardır Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi Kadir Gecesi olarak kutlanmaktadır.
Kadir gecesi Kur’an-ı Kerim’de Allah-u Teâlâ tarafından bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen bir gecedir. Bu gecede kendimize belki de şunu sormalıyız: “Bin aydan daha hayırlı diye nitelenen bu geceyi bu kadar önemli kılan şey neydi acaba?”  Bu geceyi bin aydan daha hayırlı kılan en önemli şey o gecede peygamberimize ilk vahyin gelmeye başlamasıdır. Yani Kur’an-ı Kerim’in indiriliş sürecinin başlamasıdır. Bu geceyi sadece miladi 610 yılında Hira mağarasındayken peygamberimize Cebrail (as) gelerek ilk ayeti indirdiği için bu gece kutsaldır diye düşünmemek gereklidir. Bu geceyi Kur’an-ı Kerim’in yüreğimize, zihnimize, dünyamıza, davranışlarımıza indiği gece olarak düşünür ve algılarsak bu gecenin daha anlamlı olacağı kanaatindeyiz. Yoksa hayatımıza aksetmeyen, bizi hiçbir şekilde etkilemeyen ve bizde bir davranış değişikliğine sebep olmayan bir kelamın inişinin bizim manevi dünyamızda bir aksi olmayacaktır. Kur’an-ı Kerim indiği ayı ayların sultanı, indiği geceyi gecelerin sultanı, indiği peygamberi peygamberlerin sultanı yapıyorsa indiği gönülleri de gönüllerin sultanı yapacaktır.
Yukarıda verdiğimiz Kadir suresinin üçüncü ayet-i kerimesinde bu gecenin bin aydan daha hayırlı bir gece olduğu vurgusu yapılmaktadır. Buradaki bin kavramı genel olarak kesretten kinaye yani çokluk bildiren ve rakamsal olarak bini ifade etmediği şeklinde anlaşılmış ve böyle olması da muhtemeldir. Ayette bu gecenin çok hayırlı bir gece olduğunu belirtmek için böyle bir lafız tercih edilmiş olsa gerek. Mecazî manada değil de gerçek manada düşünüldüğünde ise bin ay seksen üç yıla tekabül etmektedir ki, bu da uzun ömürlü bir insanın tüm ömrü anlamına geliyor. Gerçek manasıyla düşünüldüğünde bu geceyi ihya etmenin bir ömre bedel olduğu karşımıza çıkmaktadır. Ayetlerin devamında gece boyunca melekler ve Cebrail (as) Allah-u Teâlâ’nın izniyle fecrin doğuşuna kadar sürekli olarak insanların her türlü işleri için inerler denilerek, bu gecede yapılacakların ne kadar önemli olduğu işaret edilmektedir. Peygamber efendimiz Kadir Gecesinin önemine binaen bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar. “Kim faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ibadetle geçirirse, geçmiş günahları affolunur.”(Buhari, Leyletil-Kadr, 3)

Kadir gecesinin nasıl ihya edilmesi gerektiğine gelince; Kadir Gecesine mahsus bir ibadet şekli yoktur. Bu gecede Kur’an-ı Kerim okunmalı, tövbe ve istiğfarlarda bulunulmalı, nafile namazlar kılınmalı, dualar edilerek, zikir ve tefekkürle meşgul olmaya çalışılmalıdır. Peygamber efendimizin Ramazan ayının son on gününe gelince ibadetlerini artırdığını ve itikâfa girerek bütün dünya işlerinden kendini soyutladığını biliyoruz. Ramazan’ın son günlerini yaşadığımız şu günlerde bizler de ibadetlerimizi artırmaya çalışmalıyız. Hz. Aişe peygamberimize “Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?” diye sormuştur. Peygamber efendimiz de cevaben şöyle buyurmuştur. “Allahümme inneke afüvvün tühibbü’l-afve fa’fu anni (Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.) (Tirmizi, Deavat, 85) Hayatımızın her alanında bize en büyük örneklik teşkil eden peygamber efendimizin bu konudaki tavsiyelerine de mutlaka itibar edilmelidir. Geceniz mübarek olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder