Biz
onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir
misin? Kadir gecesi, bin aydan
hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle
melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna
kadar. (Kadir Suresi, 1-5. Ayet)
Ramazan ayının son on gününün tek
günlerinde aranması gerektiği peygamberimizce rivayet edilmiş olsa da genel
olarak Ramazan ayının yirmi yedinci gecesinin Kadir Gecesi olduğu fikri İslam
toplumunda rağbet görmüştür ve yüzyıllardır Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi
Kadir Gecesi olarak kutlanmaktadır.
Kadir gecesi Kur’an-ı Kerim’de Allah-u
Teâlâ tarafından bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen bir gecedir. Bu
gecede kendimize belki de şunu sormalıyız: “Bin aydan daha hayırlı diye
nitelenen bu geceyi bu kadar önemli kılan şey neydi acaba?” Bu geceyi bin aydan daha hayırlı kılan en
önemli şey o gecede peygamberimize ilk vahyin gelmeye başlamasıdır. Yani
Kur’an-ı Kerim’in indiriliş sürecinin başlamasıdır. Bu geceyi sadece miladi 610
yılında Hira mağarasındayken peygamberimize Cebrail (as) gelerek ilk ayeti
indirdiği için bu gece kutsaldır diye düşünmemek gereklidir. Bu geceyi Kur’an-ı
Kerim’in yüreğimize, zihnimize, dünyamıza, davranışlarımıza indiği gece olarak
düşünür ve algılarsak bu gecenin daha anlamlı olacağı kanaatindeyiz. Yoksa
hayatımıza aksetmeyen, bizi hiçbir şekilde etkilemeyen ve bizde bir davranış
değişikliğine sebep olmayan bir kelamın inişinin bizim manevi dünyamızda bir
aksi olmayacaktır. Kur’an-ı Kerim indiği ayı ayların sultanı, indiği geceyi
gecelerin sultanı, indiği peygamberi peygamberlerin sultanı yapıyorsa indiği
gönülleri de gönüllerin sultanı yapacaktır.
Yukarıda verdiğimiz Kadir suresinin
üçüncü ayet-i kerimesinde bu gecenin bin aydan daha hayırlı bir gece olduğu
vurgusu yapılmaktadır. Buradaki bin kavramı genel olarak kesretten kinaye yani
çokluk bildiren ve rakamsal olarak bini ifade etmediği şeklinde anlaşılmış ve
böyle olması da muhtemeldir. Ayette bu gecenin çok hayırlı bir gece olduğunu
belirtmek için böyle bir lafız tercih edilmiş olsa gerek. Mecazî manada değil
de gerçek manada düşünüldüğünde ise bin ay seksen üç yıla tekabül etmektedir ki,
bu da uzun ömürlü bir insanın tüm ömrü anlamına geliyor. Gerçek manasıyla
düşünüldüğünde bu geceyi ihya etmenin bir ömre bedel olduğu karşımıza
çıkmaktadır. Ayetlerin devamında gece boyunca melekler ve Cebrail (as) Allah-u Teâlâ’nın
izniyle fecrin doğuşuna kadar sürekli olarak insanların her türlü işleri için
inerler denilerek, bu gecede yapılacakların ne kadar önemli olduğu işaret
edilmektedir. Peygamber efendimiz Kadir Gecesinin önemine binaen bir hadis-i
şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar. “Kim
faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ibadetle
geçirirse, geçmiş günahları affolunur.”(Buhari, Leyletil-Kadr, 3)
Kadir gecesinin nasıl ihya edilmesi
gerektiğine gelince; Kadir Gecesine mahsus bir ibadet şekli yoktur. Bu gecede
Kur’an-ı Kerim okunmalı, tövbe ve istiğfarlarda bulunulmalı, nafile namazlar
kılınmalı, dualar edilerek, zikir ve tefekkürle meşgul olmaya çalışılmalıdır.
Peygamber efendimizin Ramazan ayının son on gününe gelince ibadetlerini
artırdığını ve itikâfa girerek bütün dünya işlerinden kendini soyutladığını
biliyoruz. Ramazan’ın son günlerini yaşadığımız şu günlerde bizler de ibadetlerimizi
artırmaya çalışmalıyız. Hz. Aişe
peygamberimize “Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua
edeyim?” diye sormuştur. Peygamber efendimiz de cevaben şöyle buyurmuştur.
“Allahümme inneke afüvvün tühibbü’l-afve fa’fu anni (Allah’ım sen affedicisin,
affetmeyi seversin, beni de affet.) (Tirmizi, Deavat, 85) Hayatımızın her
alanında bize en büyük örneklik teşkil eden peygamber efendimizin bu konudaki
tavsiyelerine de mutlaka itibar edilmelidir. Geceniz mübarek olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder