2 Eylül 2015 Çarşamba

Seksen Sekiz Yaşında ve Günde On Dört Saat Çalışıyor


            Evet, evet… Yanlış duymadınız… Seksen sekiz yaşında ve hala günde on dört saat çalışıyor. Yetmiş yaşına kadar da günde on yedi saat çalıştığını söylüyor. Kendisinin yetişmesinde büyük emeği olan ünlü şarkiyatçı (oryantalist) Hallmut Ritter tarafından günlük on üç – on dört saat çalışması küçümsendiği için çalışmalarını daha da artırdığını söylüyor, gençlik yıllarında… Hafta sonları da dahil her gün 7:30’da çalışmaya başlıyor ve bir dilim ekmek ve küçük bir peynirden oluşan öğle yemeği ve zorunlu ihtiyaçlar haricinde ara vermeden sürekli çalışıyor. Şu an yirmi yedi dil biliyor…
            Fuat Sezgin, 1924 Bitlis doğumlu. İlkokulu Doğubayazıt, ortaokul ve liseyi Erzurum’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden 1947 yılında mezun oldu. 1951 yılında doktor unvanını, 1954 yılında da doçent unvanını aldı. 1960 darbesinde üniversiteden atıldığında genç bir profesördü. 27 Mayıs darbesi olunca 147 profesör üniversitelerden uzaklaştırılmıştı. Onlardan biriydi Fuat Sezgin. Sebep: Sebep yok, darbeciler öyle istemişti… O da Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.
            Tüm ömrünü bilime adamış bu adam, üniversiteden uzaklaştırılınca Almanya’ya gider. Almanya’da bilimsel araştırma ve faaliyetlerine devam eder. 1982 yılında Frankfurt’ta Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap – İslam Bilimler Tarihi Araştırmaları Enstitüsü’nü kurar. Bu enstitü sayesinde 1400 civarında eserin neşredilmesini sağlar. Kendi kaleme aldığı eserler kütüphaneler dolduran Fuat Sezgin, Arap edebiyatının en önemli kaynakları arasında gösterilen “Arap – İslam Edebiyatı Tarihi” adlı eserin de yazarıdır. Tüm dünya bilim mirasını tarayarak oluşturduğu “İslam Bilim Tarihi” adlı eserinin 16 ve 17. ciltlerini bitirmeye çalışan Fuat Sezgin Türkiye’nin dünya bilimine kazandırdığı ender beyinlerden biri belki de… “İslam Bilim Tarihi” adlı eseri oluşturmak için 60 yılda, 60 kadar ülkedeki yüzlerce kütüphaneyi ve yüz binlerce el yazması kitabı inceleyen Fuat Sezgin, amacının bilimin gelişmesinde sadece batının değil doğunun da, Müslümanların da büyük paylarının olduğunu tüm dünyaya kanıtlamak olduğunu söylüyor.
            Almanya Cumhurbaşkanı’nın Alman vatandaşı olması için yaptığı teklifi “Ben kendimi vatanımdan hiçbir zaman ayrı düşünmedim ve ne yaptıysam hepsini milletim için yaptım.” diyerek geri çeviren Fuat Sezgin’in adını Türkiye maalesef ancak 2008 yılında İstanbul’da açtığı “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” ile duydu. Müslüman bilim adamlarınca el yazması kitaplarda şekilleri çizilmek suretiyle tasarlanan veya yapılmış olan çeşitli aletlerin birebir kopyalarının hazırlatılarak oluşturulan eserlerin sergilendiği “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi”nin açılmasında çok büyük gayreti ve çalışmaları olan Fuat Sezgin, milletine ve tarihine karşı olan vefa borcunu fazlasıyla ödemiş olsa gerektir.
            Yeni kuşaklara mutlak suretle tanıtılması gereken, hayatı ve yaşadıklarıyla engin bir deniz olan Fuat Sezgin’i, maalesef Türkiye tüm dünya tanıdıktan sonra ancak duyabildi. Kariyeri Kral Faysal Ödülü, Frankfurt Goethe Plaketi, Almanya 1. Derece Federal Hizmet Madalyası, Alman Üstün Hizmet Madalyası, İran İslamî Bilimler Kitap Ödülü, Hessen Kültür Ödülü gibi çeşitli uluslar arası ödül ve payelerle dolu bu büyük beyin Anadolu topraklarında yetişti. “Anadolu’nun bir köşesinde dünyaya gelmiş bir adam başarabildiyse, biz de başarabiliriz.” düşüncesiyle öğrencilerimize, gençlerimize örnek gösterebileceğimiz engin bir deniz Fuat Sezgin…

Not: Hocanın girişimleriyle kurulan “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” İstanbul Gülhane Parkı içerisindeki eski Has Ahırlar binasındadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder