Evet, evet… Yanlış duymadınız… Seksen
sekiz yaşında ve hala günde on dört saat çalışıyor. Yetmiş yaşına kadar da
günde on yedi saat çalıştığını söylüyor. Kendisinin yetişmesinde büyük emeği
olan ünlü şarkiyatçı (oryantalist) Hallmut Ritter tarafından günlük on üç – on
dört saat çalışması küçümsendiği için çalışmalarını daha da artırdığını
söylüyor, gençlik yıllarında… Hafta sonları da dahil her gün 7:30’da çalışmaya
başlıyor ve bir dilim ekmek ve küçük bir peynirden oluşan öğle yemeği ve
zorunlu ihtiyaçlar haricinde ara vermeden sürekli çalışıyor. Şu an yirmi yedi
dil biliyor…
Fuat Sezgin, 1924 Bitlis doğumlu.
İlkokulu Doğubayazıt, ortaokul ve liseyi Erzurum’da tamamladı. İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden 1947 yılında mezun oldu. 1951 yılında
doktor unvanını, 1954 yılında da doçent unvanını aldı. 1960 darbesinde
üniversiteden atıldığında genç bir profesördü. 27 Mayıs darbesi olunca 147
profesör üniversitelerden uzaklaştırılmıştı. Onlardan biriydi Fuat Sezgin.
Sebep: Sebep yok, darbeciler öyle istemişti… O da Türkiye’yi terk etmek zorunda
kaldı.
Tüm ömrünü bilime adamış bu adam,
üniversiteden uzaklaştırılınca Almanya’ya gider. Almanya’da bilimsel araştırma
ve faaliyetlerine devam eder. 1982 yılında Frankfurt’ta Johann Wolfgang Goethe
Üniversitesi’ne bağlı Arap – İslam Bilimler Tarihi Araştırmaları Enstitüsü’nü
kurar. Bu enstitü sayesinde 1400 civarında eserin neşredilmesini sağlar. Kendi
kaleme aldığı eserler kütüphaneler dolduran Fuat Sezgin, Arap edebiyatının en
önemli kaynakları arasında gösterilen “Arap – İslam Edebiyatı Tarihi” adlı
eserin de yazarıdır. Tüm dünya bilim mirasını tarayarak oluşturduğu “İslam
Bilim Tarihi” adlı eserinin 16 ve 17. ciltlerini bitirmeye çalışan Fuat Sezgin
Türkiye’nin dünya bilimine kazandırdığı ender beyinlerden biri belki de… “İslam
Bilim Tarihi” adlı eseri oluşturmak için 60 yılda, 60 kadar ülkedeki yüzlerce
kütüphaneyi ve yüz binlerce el yazması kitabı inceleyen Fuat Sezgin, amacının
bilimin gelişmesinde sadece batının değil doğunun da, Müslümanların da büyük
paylarının olduğunu tüm dünyaya kanıtlamak olduğunu söylüyor.
Almanya Cumhurbaşkanı’nın Alman
vatandaşı olması için yaptığı teklifi “Ben kendimi vatanımdan hiçbir zaman ayrı
düşünmedim ve ne yaptıysam hepsini milletim için yaptım.” diyerek geri çeviren
Fuat Sezgin’in adını Türkiye maalesef ancak 2008 yılında İstanbul’da açtığı “İslam
Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” ile duydu. Müslüman bilim adamlarınca el
yazması kitaplarda şekilleri çizilmek suretiyle tasarlanan veya yapılmış olan
çeşitli aletlerin birebir kopyalarının hazırlatılarak oluşturulan eserlerin
sergilendiği “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi”nin açılmasında çok büyük
gayreti ve çalışmaları olan Fuat Sezgin, milletine ve tarihine karşı olan vefa
borcunu fazlasıyla ödemiş olsa gerektir.
Yeni kuşaklara mutlak suretle
tanıtılması gereken, hayatı ve yaşadıklarıyla engin bir deniz olan Fuat
Sezgin’i, maalesef Türkiye tüm dünya tanıdıktan sonra ancak duyabildi. Kariyeri
Kral Faysal Ödülü, Frankfurt Goethe Plaketi, Almanya 1. Derece Federal Hizmet
Madalyası, Alman Üstün Hizmet Madalyası, İran İslamî Bilimler Kitap Ödülü,
Hessen Kültür Ödülü gibi çeşitli uluslar arası ödül ve payelerle dolu bu büyük
beyin Anadolu topraklarında yetişti. “Anadolu’nun bir köşesinde dünyaya gelmiş
bir adam başarabildiyse, biz de başarabiliriz.” düşüncesiyle öğrencilerimize,
gençlerimize örnek gösterebileceğimiz engin bir deniz Fuat Sezgin…
Not:
Hocanın girişimleriyle kurulan “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” İstanbul
Gülhane Parkı içerisindeki eski Has Ahırlar binasındadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder