2 Eylül 2015 Çarşamba

Dershaneler ve Sınav Sistemimiz


Günlerdir gündemdeki bir konu dershaneler. ‘Kapatılacak mı, kapatılmayacak mı, ne olacak?’ diye tartışılıp duruluyor. Büyük muamma gerçekten… Veliler telaşlı, hiç kimse ne olacağını bilmiyor. Herkes birbirine ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını soruyor. Kimse ne olacağını veya nasıl olacağını tam olarak bilemiyor. Kimileri dershaneler üzerinden bazı dinî oluşumlar hakkında olumsuz şeyler söylerken, kimileri de gardını almış pusuda bekler gibi bekliyor. Kimileri de ortalığı karıştırıp fitne çıkarabilir miyim telaşıyla ellerini ovuşturuyor. Kimileri de kıs kıs gülerek kenardan seyretmekte… 
Peki, nedir bu dershaneler? Nasıl ortaya çıktılar? Birileri zorla mı oluşturdu bu kurumları?Tarihlerini 1960’lı yıllara kadar götürenler var. Aslında bir ihtiyacı ortadan kaldırmak için kurulmuş kurumlar, dershaneler. Çeşitli derslerden tek tek özel ders almak veya tek tek hoca aramak yerine işin biraz daha derli toplu, bir arada yapıldığı kurumlar aslında. Ve dediğimiz gibi şartların doğurduğu kurumlar…
Günümüzde artık şöyle bir algı oluşmuş. ‘Dershaneye gitmeyen öğrenci başarılı olamaz.’ Peki, gerçekten böyle mi? Dershaneye gitmeyen öğrenci başaramaz mı? Sınavlara hazırlık döneminde dershaneye gitmiş ve sınavlarında başarılı olmasında dershanenin büyük etkisi olduğunu düşünen biri olarak, dikkatli çalışan her öğrencinin sınavlarda başarılı olabileceğine inananlardanım. Sistemli ve planlı bir şekilde çalışan her öğrenci başarılı olabilir kanaatimce.
Peki, neden tercih ediliyor dershaneler? Okula ek mi, yardımcı mı; yoksa okulunda mı önüne geçiyor bazen? Maalesef içinde bulunduğumuz sınav sistemi öğrencileri yarış atlarına çeviriyor. Çocuk, çocukluğunu dahi yaşayamadan daha ilkokulda kendini testlerin, soruların içinde buluyor. Ortaokuldan liseye geçişlerde, liseden üniversiteye geçişlerde ve hatta üniversiteden mesleğe geçişlerde hep dershane, hep dershane… Ve bazen dershane okulunda önüne geçiyor. Birçok son sınıf öğrencisini ikinci dönem okulda bulmak neredeyse imkânsız. Üniversite son sınıf öğrencilerinden dershanelere gitmeyen çok az, özellikle de öğretmen adaylarından. Aslında herkes dershanelerden bir yönüyle şikâyetçi ama herkes de bir şekilde çocuğum geri kalmasın, iyi yerlere gelsin vb. düşüncelerle çocuklarını dershanelere göndermeye mecbur hissediyor kendini. Çünkü şartlar bunu gerektiriyor. Sınav sistemleri size başka seçenek bırakmıyor. Öyle kıran kırana ve zalimane bir yarış ki bu, çocuklarımızı boşluğa boş boş bakan moronlara dönüştürüyor neredeyse.
Peki, ne yapalım? Çözüm kapatmak mı veya dönüştürmek mi? Özel bir teşekküle böyle bir müdahalede nasıl bulunulacak hala anlayabilmiş değilim. Kapatmak çözüm mü bilemiyorum ama bir şeyler de yapılması gerektiğini düşünenlerdenim. Mesela dershanelerin fizikî ortamlarına mutlaka bazı standartlar getirilmeli. Apartman dairelerinden bozma sınıflarda, hatta mutfaktan bozma sınıflarda eğitimin ne kadar verilebilir olduğu da sorgulanmalı. Mesela bir bahçesi olmalı dershanelerin de okullarınki gibi. Öğrenciler bir nefes alabilmeli ders aralarında, soluklanabilmeli…
Belki de kapatmak yerine dershaneyi neredeyse bir zorunluluk gibi hissettiren sınav sistemlerinde değişiklikler yapılmalı. Nasıl bir çözüm bulunur bilemiyorum ama sadece çoktan seçmeli sınavlarla eğitim olmuyor. Bu testlerin öğrencilerin yazılı veya sözlü olarak kendilerini ifade etmede olumsuz etkilerinin olduğu da aşikâr. Artık ortaöğretim kurumlarında bile klasik tarzdaki sınavların yapılması esas.
Ama öğrenciyi bir şekilde seçmek de şart. Peki, çoktan seçmeli testlerle değilse, nasıl? ‘Açık uçlu sorularla olabilir mi acaba?’ araştırılıyor bildiğim kadarıyla ÖSYM tarafından. Bu ne kadar objektif bir değerlendirme olur; o da muamma… Bir öneri de benden… Çocuklara IQ testi yapılması tartışılamaz mı acaba? IQ’su yüksek olanlar yüksek bölümlere veya fen veya sosyal bilimler liselerine gitseler… Böylelikle ne dershaneye gerek kalır ne de çalışmaya. Çünkü çalışarak artırılası bir şey değil IQ. Bir fikir benimkisi, belki de sesli düşünme… Tartışmaya açık…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder