2 Eylül 2015 Çarşamba

Kadınlar Camiye De Gitsin, Cemaate De Katılsınlar Ama


            Geçenlerde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez kadınların camiye gitmesi gerektiğiyle ilgili bir açıklama yaptı. Prof. Dr. Mehmet Görmez’den önce Diyanet İşleri Başkanı olan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun da kadınların camiye gitmeleri konusunda çalışmalar yaptığını biliyoruz. Özellikle son iki dönemdir Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunu dolduran bu iki önemli akademisyen ilahiyatçının kadınların camiye olan ilgilerini artırmak ve kadınların dinî eğitimlerindeki eksiklikleri giderme adına önemli çalışmalar yaptığını biliyoruz. Son on yılda Diyanet İşleri Başkanlığının kadrosuna kattığı Kur’an Kursu Öğreticisi ve Vaize sayısı, rakamları tam olarak bilmememle beraber, belki de Cumhuriyet tarihi boyunca alınan kadın personel sayısına yaklaşmıştır. Prof. Dr. Mehmet Görmez konuşmasında kadınları Cuma namazlarında, Cenaze namazlarında, Bayram namazlarında ve hatta vakit namazlarda da camilerde görmek istediklerini belirtti.
            Prof. Dr. Mehmet Görmez’in konuşmasına katılmakla beraber bu işin olabilirliği konusunda birkaç kelam etmek istiyoruz.
            Öncelikle işin tarihî arka planına baktığımızda görmekteyiz ki; peygamber efendimiz döneminde kadınlar da camiye giderlerdi. Bunu sahih kaynaklardan rahatlıkla öğrenebiliyoruz. Hatta cemaat sıralamasında önde erkekler, hemen arkalarında çocuklar ve en arkada da kadınlar yer alırdı. Kadınlar her vakit namaza gelirlerdi. Buna sabah namazı da dâhil, Cuma namazı da. Hatta kadınlar bebekleriyle camiye gelirlerdi. Peygamberimizin arka saflardan bebek ağlaması duyduğu için bebeğin annesi namaza tam yoğunlaşamaz, belki aklı çocuğuna kayar düşüncesiyle namazda okuyacağı sure ve ayetleri kısa tuttuğunu biliyoruz. Hz. Aişe’den rivayet edilen şu hadis kadınların sabah namazına dahi gittiklerinin en büyük kanıtıdır. Rasûlüllah (s.a.v.) sabah namazını kıldırdığı zaman mümin kadınlar örtülerini örterek orada hazır bulunurlar, daha sonra da evlerine dönerlerdi ki (hava karanlık olduğu için) onları kimse tanıyamazdı.” ( Buhari, Salat 13).
Hz. Ömer hutbede iken bir konu üzerine yaşlı bir kadının Hz. Ömer’e “mehir” konusunda itiraz ettiğini ve ayetten delil göstererek Hz. Ömer’in doğru olmayan bir beyanda bulunduğunu söylemiş ve Hz. Ömer bu itiraz karşısında yanlışını kabul ederek “Kadın doğru söyledi, Ömer yanlış söyledi.” dediğini biz sahih kaynaklardan öğrenmekteyiz. Yaşanan bu hadise Hz. Ömer’in halifeliği döneminde yaşanmış bir hadiseydi. Yani peygamberimizin vefatından sonra da kadınlar camilere gelmeye devam etmişlerdi.
Peki ne oldu da kadınlar camilerden uzaklaştı veya uzaklaştırıldı? Bu konuyla alakalı olarak çeşitli şeyler yazıldı, söylendi. Biz bu yazımızda bu konuya hiç girmeyeceğiz. Biz biraz daha günceli sorgulayarak; burada şu soruyu soracağız. “Tamam, peki kadınlar camiye gelsin. Fakat camilerimizin ne kadarı kadınların namaz kılmaları ve namaza hazırlığın ön şartı olan abdest almaları için uygun?”
Maalesef birçok camimizde kadınların namaz kılmaları için uygun bir yer yok. Bu sadece Çarşamba’da değil Türkiye’de bulunan birçok camide böyle maalesef. Yeni yeni camilerimizde kadınların namaz kılmaları için yerler ayrılıyor. Görüyoruz camilerde “Kadınlar İçin Namaz Kılma Yeri” yazılarını. Bu çok güzel bir gelişme muhakkak. Fakat namaz kılmak isteyen bayanlara gösterilen yerler ya merdiven altı bir izbe ya da caminin eski halılarının serildiği ve temizlikten yoksun köşeler. Cemaatle kılınan namazlarda ise (kandil geceleri, teravih namazı hariç) kadınlara namaz kılmak için gösterilen bir yer genellikle maalesef yok.
Ya namazın en önemli ön şartı olan abdest? Birçok kadın evden çıkmadan önce abdestini evde alıyor ve abdestini kaçırmamak için bazen bağırsak sancılarıyla kıvranıyor. Neden? Çünkü camilerimizde bayanların abdest alabilmeleri için ayrılmış özel alanlarımız maalesef yok. Kadınlar dışarıda abdest almak zorunda olduklarında ise, genelde bayan tuvaletlerinde, ne kadar temiz olduğu şüpheli lavabolarda abdest almak zorunda kalıyorlar. Biraz empati yapalım; biz erkekler böyle bir şeye maruz kalsak, herhalde çoktan kazan kaldırmıştık.
Kadın olsun erkek olsun her mü’minin en önemli vazifesi muhakkak namaz. Erkekler için her şey hazır. Ama kadınların bu vazifelerini yerine getirmeleri için bu kadar zorlanmalarının en büyük suçu biz erkeklerde. Bunun vebalinden kurtulamayız. Çok ağır bir vebal.
Tabi ki bunda camilerin yapımları sırasında denetimden uzak oluşları da önemli bir etken. Maalesef camilerimizin fizikî yapıları kadınlar düşünülmeden oluşturulmuş. Devlet eliyle yapılan cami çok az. Çoğunun millet kendi dişinden, tırnağından artırdığıyla yapmış. Ama en azından bundan sonra yapılacak camilerde kadınlar da unutulmamalı…
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in bu çok önemli çağrısı yanında bu olumsuzlukları da araştırması ve eksikliklerin giderilmesi adına önlemler alması gerektiği kanaatindeyiz…

                                                                                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder