Geçenlerde Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Görmez kadınların camiye gitmesi gerektiğiyle ilgili bir
açıklama yaptı. Prof. Dr. Mehmet Görmez’den önce Diyanet İşleri Başkanı olan
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun da kadınların camiye gitmeleri konusunda
çalışmalar yaptığını biliyoruz. Özellikle son iki dönemdir Diyanet İşleri
Başkanlığı koltuğunu dolduran bu iki önemli akademisyen ilahiyatçının
kadınların camiye olan ilgilerini artırmak ve kadınların dinî eğitimlerindeki
eksiklikleri giderme adına önemli çalışmalar yaptığını biliyoruz. Son on yılda
Diyanet İşleri Başkanlığının kadrosuna kattığı Kur’an Kursu Öğreticisi ve Vaize
sayısı, rakamları tam olarak bilmememle beraber, belki de Cumhuriyet tarihi boyunca
alınan kadın personel sayısına yaklaşmıştır. Prof. Dr. Mehmet Görmez
konuşmasında kadınları Cuma namazlarında, Cenaze namazlarında, Bayram
namazlarında ve hatta vakit namazlarda da camilerde görmek istediklerini
belirtti.
Prof. Dr. Mehmet Görmez’in
konuşmasına katılmakla beraber bu işin olabilirliği konusunda birkaç kelam
etmek istiyoruz.
Öncelikle işin tarihî arka planına
baktığımızda görmekteyiz ki; peygamber efendimiz döneminde kadınlar da camiye
giderlerdi. Bunu sahih kaynaklardan rahatlıkla öğrenebiliyoruz. Hatta cemaat
sıralamasında önde erkekler, hemen arkalarında çocuklar ve en arkada da
kadınlar yer alırdı. Kadınlar her vakit namaza gelirlerdi. Buna sabah namazı da
dâhil, Cuma namazı da. Hatta kadınlar bebekleriyle camiye gelirlerdi. Peygamberimizin
arka saflardan bebek ağlaması duyduğu için bebeğin annesi namaza tam
yoğunlaşamaz, belki aklı çocuğuna kayar düşüncesiyle namazda okuyacağı sure ve
ayetleri kısa tuttuğunu biliyoruz. Hz. Aişe’den rivayet edilen şu hadis
kadınların sabah namazına dahi gittiklerinin en büyük kanıtıdır. “Rasûlüllah
(s.a.v.) sabah namazını kıldırdığı zaman mümin kadınlar örtülerini örterek
orada hazır bulunurlar, daha sonra da evlerine dönerlerdi ki (hava karanlık olduğu
için) onları kimse tanıyamazdı.” ( Buhari, Salat 13).
Hz. Ömer hutbede iken bir konu üzerine
yaşlı bir kadının Hz. Ömer’e “mehir” konusunda itiraz ettiğini ve ayetten delil
göstererek Hz. Ömer’in doğru olmayan bir beyanda bulunduğunu söylemiş ve Hz.
Ömer bu itiraz karşısında yanlışını kabul ederek “Kadın doğru söyledi, Ömer
yanlış söyledi.” dediğini biz sahih kaynaklardan öğrenmekteyiz. Yaşanan bu
hadise Hz. Ömer’in halifeliği döneminde yaşanmış bir hadiseydi. Yani
peygamberimizin vefatından sonra da kadınlar camilere gelmeye devam etmişlerdi.
Peki ne oldu da kadınlar camilerden uzaklaştı
veya uzaklaştırıldı? Bu konuyla alakalı olarak çeşitli şeyler yazıldı,
söylendi. Biz bu yazımızda bu konuya hiç girmeyeceğiz. Biz biraz daha günceli
sorgulayarak; burada şu soruyu soracağız. “Tamam, peki kadınlar camiye gelsin.
Fakat camilerimizin ne kadarı kadınların namaz kılmaları ve namaza hazırlığın
ön şartı olan abdest almaları için uygun?”
Maalesef birçok camimizde kadınların
namaz kılmaları için uygun bir yer yok. Bu sadece Çarşamba’da değil Türkiye’de
bulunan birçok camide böyle maalesef. Yeni yeni camilerimizde kadınların namaz
kılmaları için yerler ayrılıyor. Görüyoruz camilerde “Kadınlar İçin Namaz Kılma
Yeri” yazılarını. Bu çok güzel bir gelişme muhakkak. Fakat namaz kılmak isteyen
bayanlara gösterilen yerler ya merdiven altı bir izbe ya da caminin eski
halılarının serildiği ve temizlikten yoksun köşeler. Cemaatle kılınan
namazlarda ise (kandil geceleri, teravih namazı hariç) kadınlara namaz kılmak
için gösterilen bir yer genellikle maalesef yok.
Ya namazın en önemli ön şartı olan
abdest? Birçok kadın evden çıkmadan önce abdestini evde alıyor ve abdestini
kaçırmamak için bazen bağırsak sancılarıyla kıvranıyor. Neden? Çünkü
camilerimizde bayanların abdest alabilmeleri için ayrılmış özel alanlarımız maalesef
yok. Kadınlar dışarıda abdest almak zorunda olduklarında ise, genelde bayan
tuvaletlerinde, ne kadar temiz olduğu şüpheli lavabolarda abdest almak zorunda
kalıyorlar. Biraz empati yapalım; biz erkekler böyle bir şeye maruz kalsak,
herhalde çoktan kazan kaldırmıştık.
Kadın olsun erkek olsun her mü’minin
en önemli vazifesi muhakkak namaz. Erkekler için her şey hazır. Ama kadınların
bu vazifelerini yerine getirmeleri için bu kadar zorlanmalarının en büyük suçu
biz erkeklerde. Bunun vebalinden kurtulamayız. Çok ağır bir vebal.
Tabi ki bunda camilerin yapımları
sırasında denetimden uzak oluşları da önemli bir etken. Maalesef camilerimizin
fizikî yapıları kadınlar düşünülmeden oluşturulmuş. Devlet eliyle yapılan cami
çok az. Çoğunun millet kendi dişinden, tırnağından artırdığıyla yapmış. Ama en
azından bundan sonra yapılacak camilerde kadınlar da unutulmamalı…
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Görmez’in bu çok önemli çağrısı yanında bu olumsuzlukları da araştırması
ve eksikliklerin giderilmesi adına önlemler alması gerektiği kanaatindeyiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder